Saldırıya uğrayan hemşireden İstanbul emniyetini karıştıran iddia

Haber Giriş : 14 Ocak 2005 06:54, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hemşire N.T., saldırıyı ve sonrasında yaşadıklarını Hürriyet'e şöyle anlattı: ?Sadece saldırının değil Emniyet ve medyanın da mağduru oldum. Tecavüze uğramamak için 40 dakika mücadele ettim, çok dayak yedim ama başardım. Bir tutanak koydular önüme, ?Bunu imzala ki daha derin araştıralım' dediler. Meğer o teşhis ettiğime dair bir imzaymış. Ama ben onu teşhis etmedim.'

HEMŞİRE N.T. Okmeydanı SSK Eğitim Hastanesi'nde çalışmaya başlayalı henüz iki ay olmuştu. Okula gittiği için gece vardiyasında çalışıyordu. Aslında lojmanda kaldığı zamanlarda hastanenin servisini kullanıyor, ancak o hafta finalleri vardı ve rahat ders çalışabileceğini düşünerek ailesinin yanına gitmişti.

SALDIRGANLA TAM 40 DAKİKA BOĞUŞTU

Henüz yolları fazla bilmediğinden yanlışlıkla inmesi gereken duraktan bir sonrakinde indi. Hastaneye gidebilmek için on dakikataksi bekledi, geçmedi. Acaba aşağıdan taksiye binebilir miyim, diye bakarken biri ?buradan inebilirsin' dedi. Bir iki basamak inmişti ki aynı kişi kolundan çekip karanlığa doğru sürükledi onu. Maket bıçağını çıkarıp boynuna tuttu. İlk başta aklına, soyulacağı geldi N.T.'nin. Ama istediği bu değildi. Can havliyle bıçağı tutmaya çalıştı. On dakika kadar bıçağı almak için mücadele etti, o arada yediği tekmenin, yumruğun haddi hesabı yoktu. Sürekli çığlık atıyor, ağlıyor ama yukarıdan E-5 karayolunun tüm trafiği aktığı için kimse onu duymuyordu. Zaten saldırgan da ?Burada seni kimse duyamaz' deyip duruyordu.

BIÇAKLI SALDIRGAN AMACINA ULAŞAMADI

Saldırgan tabii ki ondan güçlü biriydi. Tam 40 dakika sürdü mücadelesi. Adam kafasını betona çarparken, beyninin dağılacağını düşündü. Önce öldürülmekten korktu, sonra ondan vazgeçip tecavüze uğrayacağı korkusuyla sarsılmaya başladı. Ancak mücadeleyi bir an bile bırakmadı, hep saldırganı rampadan yuvarlayabileceği umudunu korudu. Gerçi yapamadı ama onun nihai amacına ulaşmasını da engelledi. Takatinin tükendiği bir anda adam onu yüzüstü yatırmış ama soyamamış, sonunda kendi kendine boşalmıştı. Bundan sonra olanlar da N.T.'nin nasıl bir psikopatla karşı karşıya kaldığının kanıtı: Sonunda adam kalktı, onu da kaldırdı. Çantasını, montunu, dosyalarını savruldukları yerden getirip eline verdi.

MONTUNU GİYDİRDİ ÖNÜNÜ DE İLİKLEDİ

Montunu giydirip, bir de önünü ilikledi. Saçlarını düzeltti, burnundaki kan izlerini temizledi. O sırada N.T. ?şimdi beni kesecek' diye tir tir titriyordu. Cüzdanındaki 100 milyonu alıp beş milyonu da N.T.'ye taksi parası olarak bıraktı. Taksiye nereden bineceğini de anlattı. Bu arada N.T. yüzünü yakından görebilmek için ondan bir sigara istedi, vermedi ama bir kibrit çakıp yüzünde N.T.'nin hiç unutamayacağı bir sırıtışla baktı.

KAFASINDA ÇATLAK DERİN BIÇAK YARALARI

N.T., aşağıya nasıl yürüdüğünü, taksiye nasıl bindiğini hatırlayamıyor. Ama hastaneye ulaştığında, kafatasında çatlak, burnunda kırık, elinde derin bıçak yaraları vardı. Sesi artık çıkmıyordu. Beyninde ödem başlamıştı. Yüzü gözü, vücudu kan içindeydi. İki gün kustu, ellerini kımıldatamadı, vücudunun hiçbir yerini hareket ettiremedi. Bir şansı vardı ki çalıştığı hastanedeydi. Şu anda orada psikolojik ve fizyolojik tedavi görüyor.

Psikolojik tedavi görüyor

25 yaşındaki N.T. hastane odasında arkadaşımız Emel Armutçu'ya yaşadıklarını anlattı. N.T. 7 yıldır hemşirelik yapıyor, bir yandan da üniversiteye gidiyor; Hastane Yönetimi eğitimi alıyor. Geceleri çalışarak hem okul masraflarını ödüyor, hem de ailesine yardım ediyor. Kendisine iş dünyasında farklı bir kariyer oluşturmak gibi hayalleri var. Ya da vardı; çünkü şimdi bedenini ve ruhunu iyileştirmek için hepsine ara vermek zorunda kaldı. Şu anda çalıştığı hastanede psikolojik ve fizyolojik tedavi görüyor.

Bu benim utancım değil, susmayacağım

BEN saldırganın her şeyini tarif ettim. Yüzündeki çizgilere kadar. Birkaç insan getirdiler. Ama hiçbiri ona benzemiyordu. O insanı birkaç kez getirdiler. Hatta kibrit çakarak da gösterdiler. Hayır, saçı daha uzun, daha zayıf dedim. Saçını o gece kestirmiş olabilir dediler, o kadar ısrar ettiler, onu benim gözüme o kadar soktular ki sonunda ben acaba ben mi yanılıyorum dedim. Evet sesi biraz benziyor, küfür etme tarzı da aynı, ama yüzde yüz emin değilim dedim. DNA'sı var, parmak izi var, araştırın dedim. Bir tutanak koydular önüme, bunu imzala ki daha derin araştıralım dediler. Meğer o teşhis ettiğime dair bir imzaymış. Ama ben onu teşhis etmedim. Zaten sonra DNA'sı da tutmadı, serbest bırakıldı.

EMNİYET İYİ ÇALIŞMIYOR

Sadece saldırının değil medya ve Emniyet'in de mağduru oldum. Emniyet'in çalışması sıfır. Hep ben aradım onları, fotoğrafları görmek istiyorum diye. O kadar eşyamı tuttu, parmak izine rastlamadık, dediler. Gidip olay yerinde inceleme yapıp, insanlara sormadılar. Parayı çektiğim saat belli. Belki seri numaraları alınabilirdi, dinlemediler. Ancak bir daha suç işlerse yakalanabileceğini söylüyorlar. Yakalanması için daha kaç kadın mağdur olacak, bunun başka yolu yok mu? O gece Adli Tıp'ta, her an ulaşılması gereken nöbetçi doktora bir türlü ulaşılamadığı için elimdeki yaralar dikilemedi, sabaha kadar bekledim, enfeksiyon riskiyle. Ancak ertesi gün geldi.

İLAÇSIZ UYUYAMIYORUM

Ben de para sorunu yaşıyorum, borçlarım var, ama kimseyi gasp etmiyorum. Bu adam benim çok canımı yaktı. Rencide etti. O muayenelerde ben kendimi kötü hissettim, şimdi ilaç almadan uyuyamıyorum. Sürekli o olay, o insan gözümün önünde. Ama o insan elini kolunu sallayarak sokaklarda geziyor. Bana da unut diyorlar. Dün kapıyı kilitledim, pencereyi açtım, acaba atlasam mı diye düşündüm. O adam öyle ya da böyle yakalanmak zorunda. Kadın kuruluşlarından, yetkililerden destek bekliyorum. Başına böyle şeyler gelmiş ve utandıkları için susan insanlardan olmak istemiyorum. Çünkü bunun benim utancım olmadığını biliyorum. Susup kalmayacağım. Gerekirse dava açacağım.
Hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber